Göçmen Psikolojisinde Aidiyet Hissi Uyumu Etkiler mi?
Göçün insanlık tarihi kadar eski bir olgu olması nedeniyle geçmişten günümüze dünyanın her yerinde göçlerle karşılaşmaktayız. Bu göçler bireysel, kitlesel, planlı, plansız, düzenli veya düzensiz göçler şeklinde karşımıza çıkabilmektedir. Göç etme şekli kişi ve ya grupların göç durumunun olumsuz etkilerine maruz kalma oranı açısından önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin; göç hareketini planlı ve düzenli gerçekleştiren kişiler ile plansız ve düzensiz olarak kitlesel göçe maruz kalmış gruplara mensup kişilerin göç deneyimleri farklı olacağından göçten etkilenme oranları da farklı olacaktır. Her iki durumda da göç edilen ev sahibi ülkeye uyum süreci göçmenlerin en zorlandığı alan olarak kendini gösterir.
Planlı göçte göç hareketi istemli gerçekleştiği için göçmen gideceği ülkenin dilini, kültürünü ve yaşam kurallarını her ne kadar önceden araştırmış ve kendini buna hazırlamış olsa da yaşayarak deneyimleme sürecinde zorlanabilmektedir. İstemsiz yani zorunlu göçte ise uyuma direnç karşımıza çıkabilmektedir. Her iki durumda da uyumda zorlanmanın temel sebepleri arasında aidiyet hissi karşımıza çıkacaktır. Baumeister ve Leary (1995), aidiyet hissinin bireyler arası ilişkilerin düzenlenmesinde kişiyi istekli hale getiren temel bir güdü olduğuna dikkat çekmektedir. Aidiyet hissi, kişinin direnç gösterdiği veya göstereceği düşünülen bir çok davranışın direnç göstermeden gerçekleştirmesine olanak sağlayacak kadar güçlü bir histir. Yani aidiyet hissine insan psikolojisinin sihirli gücü diyebiliriz.
Göçmenler bilinçaltlarında göç ettikleri ülkenin kültürüne uyum sağlarlarsa kendi kültürlerine olan bağlılıklarını, aitliklerini yitireceklerinden korkmaktadırlar. Hatta bazıları kendilerine ‘Ben nereye aidim?’ sorusunu yönelttiğinde ne göçlerinin kaynağı olan menşei ülkeyi ne de göç edilen ev sahibi ülkeyi cevap olarak verememektedirler. Uyum sağlarlarsa aidiyet hislerinin sarsılacağından korkanlar uyuma direnç geliştirebilirken, uyum sürecinde olanlar ise her iki yere de aidiyet hissi yoksunluğu çektiklerinde bazı psikolojik sorunlar yaşayabilmektedirler. Uzun yıllar başka ülkede yaşamış bazı göçmenler ise hem kendi kültürüne ait öğeler hem de etkileşime girdiği ev sahibi ülkedeki kültüre ait öğeleri öz yaşantısında gösterebilmektedir (Sözer, 2019). Bu örneklerden yola çıkarak aidiyet hissini tek bir ülkeye indirgemeyi bırakıp kültürleşme modellerine göre hareket edildiğinde ise aidiyet hissi ve uyumda sorun yaşayan kişilerin sorun yaşamaması ve ya daha az sorun yaşaması mümkündür. Bu açıdan göç alan ülkelerin yeni göçmenlere yönelik göçü gerçekleştirme şekillerine göre kültürleşme temelli uyum programları izlemesi aidiyet hissine zarar vermeme ve uyum açısından yararlı olacaktır.
Kaynakça
Baumeister, R. F., & Leary, M. R. (1995). The need to belong: desire for interpersonal attachments as a fundamental human motivation. Psychological bulletin, 117(3), 497.
Sözer, M. A. (2019). Göç, Toplumsal Uyum ve Aidiyet, Bayburt Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt: 14 Sayı: 28, 418-431.
Elvan Özdemir
Öğretmen
